24 / 04 / 2024

Araplarla ticaretin incelikleri!

 Araplarla ticaretin incelikleri!

500 yıldan fazla bir arada yaşadığımız Araplarla yeniden kaynaşıyoruz. Turist olarak gelen Araplar, yeni Mütekabiliyet yasası ile artık kapı komşumuz olacak



Arap turistlerin Türkiye’ye ilgisi her geçen gün artmakta, örneğin  2007 yılından 2011 yılına kadar Kuveyt'ten gelen turist sayısı yüzde 330, BAE'den yüzde 27, Katar'dan yüzde 20 ve Bahreyn'den yüzde 16 oranında artmıştır.  2012 yılının ilk çeyreğinde ise geçen yılın aynı dönemine oranla Katar'dan Türkiye'ye gelen turist oranında yüzde 102, BAE'den yüzde 86, Kuveyt'ten yüzde 54 ve Bahreyn'den yüzde 48, Suudi Arabistan’dan %98, oranında artış olmuştur. Rakamlardan da anlaşıldığı gibi Araplar bize geliyor… 


Yeni mütekabiliyet yasası ile yabancıya 1 milyon konut satışı beklentisi var. Bu konutların en az yarısını Araplar alacak. İstanbul’da her semtte, her sitede Arap komşularımız olacak. Arap komşularımızı yeterince tanıyor muyuz? Hassasiyetlerini, duygularını ve düşünce yapısını ne kadar biliyoruz? 


Gelişmiş Avrupa ülkeleri ve ABD Arapları bizden  daha iyi tanıyor. Çünkü son 100 yıldır  Araplarla adeta iç içeler. Nedeni ise Dünya petrol rezervlerinin % 56,6’sının ve Dünya doğalgaz rezervlerinin % 40,6’sının Ortadoğu’da olmasına karşın  dünya nüfusunun sadece  %5’inin  bu bölgede yaşamasıdır. Batılı gelişmiş ülkelerin Araplara bakışının tek kelimelik özeti “Pazar” olmasıdır. Ancak Türklerin Araplarla ilişkisini açılamada “Pazar” kelimesi yetmez..


Yeni Mütekabiliyet yasası çıkmadan önce Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve eski Turizm Bakanı Atilla Koç, İspanya’ya gidip incelemelerde bulundu. Yasa çıkartılmasında İspanya modelinden faydalandılar. Ancak bir şeyi satmak için yasa çıkartmak yetmez. Satışı bilmek de gerekir. İspanyollar, özellikle Körfez ülkelerini iyi araştırıp incelediler. Ona göre bir satış stratejisi geliştirdiler. Ve her ülkenin hassasiyetlerine dikkat ettiler. 


Örneğin 2005 yılında  Suudi Arabistan Kralı Fahd´ın ölümünde  İspanya başbakan Jose Luis Rodriguez Zapatero tarafından imzalanan kararnameyle İspanya´da resmi yas ilan edildi ve  resmi kurumlarda bayraklar  yarıya indirildi.  İspanya Kralı Juan Carlos da, yakın dostluğu bulunan Kral Fahd´ın ölüm haberinin ardından 24. Yelken Yarışları´nın birinci gününe katılma programını iptal etti. Ancak İspanyolların da Araplara ilişkisi “Pazar” kelimesi ile açıklanabilir. 


Eski Libya lideri  2007 yılında Fransa'nın başkenti Paris'te Elysee Sarayının önüne çadır kurdu. Muhalefetin ve halkın tepkilerine rağmen o zamanki Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, “Pazar” kelimesi çerçevesinde ses çıkartmadı. Yine 2009 yılında Libya Liderinin İtalya ziyaretinde , yakasına Ömer Muhtar'ın İtalyanlarca zincire vurulmuş fotoğrafını takınca Başbakan Berlusconi şok oluyor ama sesini de çıkarmıyor. 2008 yılında Medvedev ve Rusya Başbakanı Vladimir Putin ile yapacağı görüşmelerde Kaddafi, Kremlin'in bahçesinde Medvedev'in çalışma odasına yakın bir yerde çadır kuruyor.   

Arapların Batı ülkelerinden ev almasının nedeni tatil ve yatırımdı. Avrupa’daki ekonomik kriz ve 11 Eylül 2001’den sonra ABD’nin güvenlik önemleri, Türk dizileri, Türk hükümetinin son 10 yıllık politikalı ve başbakan Recep  Tayyip Erdoğan’ın “one munite”inden sonra  Türkiye’ye yönelen Arapların Türkiye’den ev almasının nedeni  tatil ve yatırımın daha ötesinde anlamlar ifade etmektedir.  Batılılar Araplarla komşu olmadılar. Ama  biz Araplarla komşu oluyoruz.. Ev alma komşu al sözü sadece Türkler için değil Araplar için de geçerlidir. Arap halkı batının kendilerine bakışı ile Türklerin kendilerine bakışı arasındaki farkı gayet iyi bilirler. Bu nedenle de yönlerini Türkiye’ye çevirdiler. 


Araplar duygusal insanlardır. Kolay güvenmezler ama güvendiklerine tam güvenirler. Örneğin bir Arap ülkesinden üst düzey bir devlet adamı bize 2 işadamını gönderdi. Türkiye’den makine alacaklar ve tesis kurduracaklar vs. Taksimde nerede balık yiyebileceklerini sordular, kaldıkları otelin yanında bir balıkçı vardı, tarif ettim orada yiyebilirsiniz dedim. Bir gün sonra randevuya gelmediler. Bir hafta sonra işadamlarını bize gönderen diplomat aradı, bizim adamları dolandırmışsınız dedi. Balıkçıya gitmişler, balık yemişler, fatura kabarık gelmiş… Bir yıl sonra aynı işadamları tekrar geldi, balıkçıya gittik ve birlikte görüşme yaptık. Balıkçının beni tanımadığına ikna oldular. Birkaç günlük birliktelikten sonra şahsımı tanıdılar ve hala dostuz. 

İstanbul’da bir Arap ülkesinin konsolosu davet etti, bizim milli gün resepsiyonumuz var, oraya tüm Arap ülkelerinin diplomatları gelecek. Bir video çekmeni  istiyorum dedi. Video işinden anlamadığımı söyledim, rica etti bir hafta vaktin var öğren ve bize yardıcı ol dedi. Nedeni ise, tanımadığı Türk şirketlerine güvenmediğini, ama şahsıma güvendiğini söyledi. Bu videoda Arap elçiliklerinde çalışan önemli diplomatlar olacak onların yüzleri güvenilir olmayan ellere geçmesin dedi. 

Bir görüşmemiz de Kuveyt'in  Ankara  Büyükelçisi Abdullah Abdulaziz El Duveyk ile elçilikte “mırra” içtik (kahve benzeri Arap içeceği). Sayın büyükelçi bana  , sizden ricam Türk halkına Kuveyt’ten gelen turist sayısı hakkında bilgi verin, Ülkemizin nüfusunun önemli bir bölümü artık Türkiye’ye geliyor dedi. Ayrıca Saddam Hüseyin’in bize yaptıklarına karşın, biz Irak’ın yeniden inşasına yardımcı oluyoruz dedi. Bunu da Türk halkına duyurmanızı rica ederim dedi.  Bir kravat iğnesi hediye ederek sizi Kuveyt’in Türkiye’de yaşayan dostu ilan ediyorum dedi.


Yine bir Arap ülkesinin büyükelçi yardımcısını eşi ve çocukları ile birlikte ailecek yemeğe gittik. Elçinin eşi “sizde bizim gibi insansınız” dedi. İki yıldır Türkiye’deyiz kimseyle böyle dostluk kuramamıştık dedi.  Araplarla iletişim ayrı bir dildir.. Araplara konut satmak istiyorsanız, satış stratejinizi gözden geçirmeniz gerekir. Araplara sadece “alıcı” gözüyle bakarsanız satış yapamazsınız.


 www.emlakkulisi.com için her Arap ülkesinin insani özelliklerini, yaşadıkları evlerin özelliklerini ve Türkiye’ye bakışlarını değerlendireceğim.


Saygılarımla,

Abdullah Çiftci

www.abdullahciftci.com






Geri Dön